Cumartesi, Haziran 3, 2023
spot_img

Bugün Gönderilen İlanlar

Muhammen Bedel Nedir ? Ne Demek ?

Burada Neler Var ?

 

  1. Tahmini, oranlanan kıymet
  2. İhale yolu ile satışı planlanan bir taşınmaz veya göç eder malın, bilirkişi tarafınca belirlenmiş olan piyasa kıymeti

muhammen

  1. Oranlanan, tahmin edilen.
  2. (Hamn. den) Tahmin edilen. Ortalama olarak olarak bir kıymet kabul edilen. Zannedilen.
  3. (en)Estimated.
  4. (en)Appraised (worth / value.

muhammed

Pek çok güzel huylara sahip. Peygamberimiz Hz. (S.A.V.)’in isimlerindendir. Büyükbabası Abdülmuttalib tarafınca, gökte hak yerde halk övsün niyeti ile bu isim koyulmuştur. Kur’an’da dört yerde zikredilmiştir.

Pek çok defalar hamdu sena olunmuş, yeniden yeniden övülmüş.

Pek fazlasıyla yeniden yeniden övülmüş, medhedilmiş mealinde bir isim olup ilk önce Peygamberimize (A.S.M.) verilmiştir.

(Rabbimizin tüm insanlara son peygamberi olan Hz. Muhammed (A.S.M) Efendimiz, Arabistan’da Mekke-i Mükerreme şehrinde miladi 571 tarihinde dünyaya teşrif etmişlerdir.Fahr-i Evren Efendimiz, Kureyş kabilesinden ve Haşim ailesindendir. Muhterem pederinin ismi Abdullah, dedesinin ismi Abdülmuttalib, validesinin ismi ise Amine’dir.Peygamberimizin (A.S.M.) baba cihetinden kutsal nesebleri şu şekildedir.

Hz. Muhammed İbn-i Abdullah, ibn-i Abdulmuttalib, Haşim, Abdi Menaf, Kusey, Hakim, Mürre, Keab, Lüey, Galib, Fihr, Malik, Nazr, Kinane, Huzeyme, Müdrike, İlyas, Mudar, Mirar, Mead, Adnan. Adnan da İsmail Aleyhisselam’ın oğlu Kıyzar’ın neslindendir. İsimlerini yazdığımız bu zatlardan her birisinin çocuğu pek çok kabilelere ayrılmış,

Malik’in oğlu Fihr’in çocuğundan da Kureyş kabilesi teşekkül etmiştir.Resul-i Ekrem Efendimizin (A.S.M.) validesi cihetinde yüksek nesebleri de şu şekildedir: Hz. Muhammed ibn-i Amine Bint-i Vehb, ibn-i Abdi Menaf, ibn-i Zühre, ibn-i Hakim.Peygamber Efendimizin (A.S.M.) babası tarafınca kutsal nesebiyle anası tarafınca nesebi, Mürre oğlu Hakim’de birleşirler.

Peygamber Efendimizin büyükbabası ve vaktinde Kureyş kabilesinin reisi bulunan Abdülmuttalib, Kabe-i Muazzama’nın mütevellisiydi. Ebu Talib, Ebu Leheb, Haris, Zübeyr, Hamza, Abbas, Abdullah v.s. isminde onüç oğlu vardı. Ancak bunların içerisinde en çok Abdullah’ı severdi. Çünki onda daha farklı bir güzellik, daha farklı bir nuraniyet vardı. Abdülmuttalib, bu sevgili oğluna Beni Zühre reisi Vehb’in kızı Amine’yi nikahla aldı.

Abdullah Hazretleri, Peygamber Efendimiz doğmadan iki ay evvel bir tecim kafilesiyle Medine-i Münevvere’ye gidip orada yaşamını yitirdi ki, daha yirmibeş yaşlarında bulunuyordu. Bu cihetle Fahr-i Evren Efendimiz (A.S.M.) yetim kaldı.Peygamber Efendimizin çocukluk devresi pek kudsi bir durumda geçmiştir. Daha doğduktan hemen sonra bir ekip harikalar meydana gelmiştir. (Bak: Delail-i Nübüvvet) Süt anası, Beni Sa’d kabilesinden Haris’in refikası Halime idi. Dört yıl onun yanında kaldı.

Anası Hz. Amine ile beraber Medine-i Münevvere’ye dayı-zadeleri bulunan Neccar oğullarını ziyarete gittiler. Sonrasında Mekke-i Mükerreme’ye dönerlerken Hz. Amine, Ebva denilen yerde daha yirmi yaşlarında olması durumunda yaşamını yitirdi. Altı yaşlarında öksüz kalan Peygamberimizi, Ümmieymen ismindeki dadısı alıp, Mekke-i Mükerreme’ye getirip büyükbabası Hz. Abdülmuttalib’e teslim etti. İki yıl sonrasında da büyükbabası hayatını kaybedince amcası Ebu Talib’in yanında kaldı.

Peygamber Efendimiz gençlik yıllarında Kureyş kabilesi içinde büyük bir onur ve şanı haiz bulunuyordu. Kendisine “Muhammed-ül Güvenilir” deniliyordu. Yirmibeş yaşlarında iken, pek yüksek bir ruha sahib, pek şerefli bir hanedana mensub olan ve daha genç iken dul kalmış olup fazlasıyla varlıklı olan Huveylid kızı Hatice ile evliliğe ilk adımını attı. Peygamber Efendimiz, tam kırk yaşlarına girince Peygamberlik şerefine nail oldu. Kendisine peygamberlik verilince ilk önce etrafında bulunan insanları hususi surette İslam dinine çağrı etmişti. Bu daveti en önce Hz. Hatice annemiz kabul etti.

Sonrasında Kureyşin büyüklerinden olan Hz. Ebubekir-is sıddık ile Peygamberimizin azatlısı olan Zeyd ibn-i Harise ve peygamberimizin amcası Ebu Talib’in oğlu olup, hemen hemen dokuz-on yaşlarında olan Hz. Ali kabul ettiler. Bir süre sonra da Hz. Ebubekir’in aracılılığıyla Osman bin Affan, Abdurrahman ibn-i Avf, Sa’d ibn-i Ebu Vakkas, Zübeyr ibn-ül Avvam, Talha-t-übnü Ubeydullah Hazretleri İslamiyetle müşerref oldular.Bi’setin ondördüncü yılında Mekke’deki müslümanlar, Medine-i Münevvere’ye hicret ettiler. Peşinden de Peygamberimiz Hz. Ebubekir ile beraber hicret etti. (Bak: Hicret)Peygamberimiz (A.S.M.) hicretin onbirinci senesinin Rebiülevvel ayının onikisinde pazartesi günü Medine-i Münevvere’de hücre-i saadetinde yaşamını yitirdi.) (B.İ.İ.)(Şu kainatın Sahib ve Mutasarrıfı, normal olarak bilerek yapıyor ve hikmetle tutum ediyor.

Ve her tarafı görerek tedvir ediyor. Ve her şeyi bilerek, görerek terbiye ediyor ve her şeyde görünen hikmetleri, gayeleri, yararları irade ederek tedvir ediyor. Madem icra eden bilir; normal olarak bilen konuşur. Madem konuşacak, normal olarak zişuur ve zifikir ve konuşmasını bilenlere konuşacak. Madem zifikirle konuşacak; normal olarak zişuurun içerisinde en cem’iyetli ve şuuru külli olan insan nev’i ile konuşacaktır. Madem insan nev’i ile konuşacak, normal olarak insanlar içerisinde kabil-i hitab ve muhteşem insan olanlarla konuşacak. Madem en muhteşem ve istidadı en yüksek ve ahlakı ulvi ve nev’-i beşere mukteda olacak olanlarla konuşacaktır.

Elbet, dost ve düşmanın ittifakı ile, en yüksek isti’datta ve en ali ahlakta ve nev-i beşerin humsu ona iktida etmiş ve nısf-ı arz onun hükm-ü manevisi altına girmiş ve istikbal onun getirmiş olduğu nurun ziyası ile bin üçyüz yıl ışıklanmış; ve beşerin nurani kısmı ve ehl-i imanı mütemadiyen günde beş kere onunla tecdid-i biat edip, ona dua-i rahmet ve mutluluk edip, ona medh ve muhabbet etmiş olan Muhammed (A.S.M.) ile konuşacak.. ve konuşmuş ve Resul meydana getirecek ve yapmış; ve sair nev-i beşere rehber meydana getirecek ve yapmıştır. M.) (Bak: Fahr-i Evren ve Resulullah ve Mefhar-ı mevcudat)(Zat-ı Zülcelal (C.C.) demiş: $ Tüm ümmet, belkide düşmanları da dahil olması durumunda icma etmişler ki, tüm ahlak-ı haseneye cami’dir.Nübüvvetten evvel ondaki ahlak-ı hamidenin kemaline tercüman olan Muhammed’ül Güvenilir ünvaniyle iştihar etmişler.Hazret-i Aişe (R.A.) her zaman derdi: $ Demek Kur’an tazammun etmiş olduğu tüm ahlak-ı haseneye cami idi. İşte o Zat-ı Kerimde icma-ı ümmetle tevatür-ü manevi-i kat’iyle sabittir ki; insanların sireten, sureten en cemili ve en halimi ve en sabiri ve en şakiri ve en zahidi ve en mütevazii ve en afifi ve en cevadı ve en kerimi ve en rahimi ve en adili, herkesten ziyade mürüvvet, vakar, afv, sıhhat-ı fehim, şefkat gibi ne kadar secaya-yı aliyye var ise en muhteşem bir fihriste-i nuranisidir.

Bunların içindeki nokta-i i’caz şudur ki: Terbiye-ı hasene çendan birbirine mübayin değil, ancak derece-i kemalde birbirine müzaheme eder. Birisi galebe çalsa diğeri zayıflaşır. Örneğin: Kemal-i hilm ile kemal-i şecaat, hem kemal-i tevazu ile kemal-i şehamet, hem kemal-i acıma ve mürüvvet, hem tam ekonomi ve ölçülü ve soğukkanlı olma ile tamam-ı kerem ve sehavet, hem oldukça vakar ile nihayet haya, hem oldukça şefkat ile nihayet Elbuğzu fillah, hem oldukça afv ile nihayet izzet-i nefs, hem oldukça tevekkül ile nihayet içtihad gibi mecami-i ahlak-ı mütezahime birden derece-i aliyyede bir zatta içtimaı müzayakasız inkişafları mu’cizelerin mu’cizesidir. Bediüzzaman)

(en)[Muhammad] Mohammed, Mahomet.

bedel

  1. Kıymet, fiyat, kıymet.
  2. Bir şeyin yerini tutabilen karşılık
  3. Başkasının adına ve onun parası ile hacca giden kimse.
  4. Eşit, denk
  5. Askerlik yapmamak yada yapılacak süreyi kısaltmak isteyenlerin devlete ödedikleri para, bu para yasada belirtilen döviz yada karşılığı değiştirilebilir yabancı ülke parasıdır.
  6. Uşak, hizmetçi, çoban.
  7. Bk. izahat cümlesi
  8. Bk. açıklayıcı
  9. Bir malın veya işin karşılığı olan kıymet, fiyat, denklik.
  10. Karşılık.

Latest Posts

spot_imgspot_img

İlgi Çekenler